HASTANE ÇAMAŞIRHANELERİ
Hastane gibi toplu kullanımın olduğu yerlerde çok önemli bir yer tutan tekstillerin yıkanması, dezenfekte edilmesi ve tekrar kullanıma sunulması sağlık hizmetlerinin etkin bir şekilde yürütülmesi bakımından son derece önem arz etmektedir.
Bu işlemlerin verimli bir şekilde yapılması gerektiği tespit edilebilir bir bilgidir. Ancak bunun yapılabilmesi için öncelikle girdiler hakkında bilgi sahibi olmamız gerekmektedir.
TREND MAKİNA sadece makine temin eden bir kuruluş değildir. Müşterilerini Türkiye’nin en iyi danışmanları ile sürekli destekler, gerektiğinde eğitim ve bilgi eksikliklerini giderir ve sürecin performansının yaptığı işin referansı olduğunu bilir.
Bu çerçevede yukarda bahsedilen ve aşağıda çok kısa bir özeti verilen girdiler hakkındaki bilgilerini tüm süreç boyunca danışmanları ve geniş bilgi kütüphanesi ile destekler.
Bu destekler yalnızca makine konusunda değil; tekstil, kimyasal, süreç, reçeteler, işletme maliyetleri, personel eğitimi konusunda da sürdürülebilir bir süreklilik sağlar.
Bir çamaşırhane tesisini oluşturan ekipmanların seçimi sonraki süreçleri doğrudan etkileyecektir. Makine tipine göre, makine kullanım ömrüne göre, makine yatırım maliyetine göre, makine işletme maliyetine göre farklı sebeplerle farklı seçimler yapılması mümkündür.
Yapılacak yatırımın bir kere yapılması ve sonrasında yatırım yapılan makinanın hizmeti olumsuz etkileyen bir faktör durumuna gelmemesi gerekliliği, bu konudaki karar süreçlerinde en önemli etken durumundadır.
Yapacağımız iş ile ilgili ana başlık tekstilin yıkanması ve dezenfekte edilmesi olduğuna göre, bir anlamda tekstilin ömrü, kullanım ve temizleme kolaylığı, konforu bizim sahip olduğumuz bilgilere göre belirlenecek; işimizi kolaylaştıracak ya da zorlaştıracak, süreçlerimizi uzatacak ya da kısaltacak; maliyetlerimizi düşürecek ya da yükseltecektir.
Bunları etkileyen faktörlerin en önemlisi ise tesisin iyi bir şekilde planlanması, projelendirilmesi, kapasite analizlerinin doğru bir şekilde yapılmasından başlayarak; makinaların özellikleri ve amortisman ömrüne kadar uzamaktadır.
Sanayi devriminden önce makinalar yerine insan gücünün yoğun olduğu ancak yine de o zaman için makine denilebilecek bazı ekipmanlar kullanılıyordu.
Çamaşır tahtası, çamaşırları sürterek kirlerinden arındırmak için; tokaç günümüz modern makinalarının sağladığı mekanik etkiyi sağlamak için kullanılıyordu.
Tarih boyunca yıkamaya etki eden faktörleri sağlamak için her zaman bir şeyler bulunmuş ve kullanılmıştır.
Peki, madem bu kadar yatırım yapılmasına gerek olmadan da bu işler yapılabiliyordu da bugün neden büyük yatırımlar yapılarak teknoloji ile donanmış makinaları kullanıyoruz?
Cevabı basit: daha hızlı ve daha düşük maliyet ile daha az yorularak yapabilmek için.
Çamaşırhaneler yoğun olarak su, buhar, elektrik gibi kıt kaynakların yoğun olarak kullanıldığı üretim tesisleridir.
Bu kaynakları daha verimli ve optimum seviyede kullanabilmek, daha az maliyetle daha kaliteli sonuçlar elde edebilmek ve nihayet üretim kapasite sorununu ortadan kaldırmak için makinalar en önemli konu haline gelmektedir.
Makine tipine göre yatırım değerlendirmesi ihtiyacın ne olduğu ile ilgilidir. Örneğin bir hastanede kullanılacak yıkama makinalarının tamamının “Hijyenik bariyerli yıkama makinası” olması en doğrusudur.
Pandemi döneminde daha iyi anlaşılmıştır ki virüs ve enfeksiyon sadece kan yolu ile bulaşmamaktadır. Aslında bu konuda Dünya Sağlık Örgütünün 2009 yılında aldığı bir karar bulunmaktadır. Bulaşmanın ter, akıntı gibi vücut sıvıları ile de olduğu 2009 yılından bu taraf bilinmektedir.
Bu bilgi ve pandemi bize çamaşırhanelerde çapraz bulaşı önlemenin en baştaki ve en önemli yolunun “TÜM ÇAMAŞIRLARI ENFEKTE KABUL ETMEK” olduğunu göstermektedir.
Bu sadece hastane ve sağlık tesisleri için değil toplu kullanımın olduğu tüm tesisler için geçerli bir durumdur. Bu nedenle toplu kullanımın olduğu hele bir sağlık tesisinin çamaşırhanesinde konvansiyonel makine yatırımı yapmak gereksiz bir yatırımdır.
Yıkama makinaları bir çamaşırhane tesisinde ilk proses olduğu için sonraki süreçlerin tamamını etkileyecek bir yapıya sahiptir.
Yıkama makinalarında makinanın sıkma gücü sonraki süreçlerin aksamaması için çok önemlidir. (G Faktörü)
Proses kontrollerinin ekran üzerinden takibe imkân vermesi yine bir gerekliliktir.
Yıkama makinalarının (Aynı Tip Farklı Markalar için) işletme maliyetlerine olan etkisi bakım onarım (Rulman, keçe, mil, drenaj pompası, motor arızası gibi parçaların kalitesi ve maliyetleri, servis süresi, servis maliyetleri) ve arıza süreleri ile ilgilidir. Bunun dışında yıkama programlarında makinaların işletme maliyetine etkisi birkaç nokta ile sınırlıdır. Ancak bu birkaç nokta ciddi etkiler oluşturmaktadır.
Günümüz şartlarında bir çamaşırhanenin en büyük gider kalemleri personel ve enerji giderleri olmakta, yukarda bahsedilen sınırlı etkiler ise işletme maliyetlerini tam bu noktada yani en önemli noktada etkilemektedir.
İşletme maliyetlerinin diğer kısmını ise makinaya yüklenen yıkama programı etkilemektedir. Bir yıkama programında ön yıkamada 1 Kg çamaşır için 3 Litre ya da 5 Litre su kullanılmasının makine ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Ancak makine işlevi nedeni ile reçetenin oluşturulmasını etkilemekte ve bu nedenle dolaylı olarak yine işletme maliyetlerine etki etmektedir.
Bütün bu nedenlerle makinalar işletme maliyetlerine etki edecektir. Ancak makinalar ile birlikte işletme maliyetlerini etkileyecek asıl unsur BİLGİ olmaktadır. TREND MAKİNA bu konuda müşterilerine her türlü desteği 27 yıllık tecrübesi ve danışmanları ile sağlamakta; iyi işletme uygulamalarını müşterilerinin tesisinde hayata geçirmektedir.
Yıkama makinaları; Kimyasal, ısı, mekanik etki ve sürenin bir araya geldiği; çamaşırların, bu yıkama faktörlerinin değişik oranlarda kullanılarak yıkama işlemi dediğimiz temizlemeye maruz kaldığı cihazlardır. Literatürde bu dört faktör sayılsa da Su’da özellikleri itibari ile sonuç değiştirebilen etkenlerden sayılmalıdır.
Bu faktörlerin optimizasyonunun sağlanmasındaki en önemli etken ise makinalardır. Optimize edilmemiş faktörler ise maliyetlerin direkt olarak artması anlamını taşımaktadır.
Yıkama makinaları, yıkama esnasında duruma göre; temizleme, dezenfeksiyon, leke çıkarma gibi işlemleri tek başlarına ya da birlikte yaptığımız; programlanabilir makinalardır.
Yıkama faktörleri içerisindeki “Mekanik Etki” yıkama makinası tarafından doğrudan sağlanan bir faktördür. Bunun yanında diğer faktörlerin toplandığı ve yıkama işleminin oluştuğu merkez cihaz konumundadır.
Yıkama makinaları kendi içinde “KONVANSİYONEL”, “HİYJENİK BARİYER” ve “TÜNEL YIKAMA” olarak ayrılırlar.
Hastane çamaşırhaneleri için kontaminasyonun engellenmesi ve enfeksiyon yayılımının kabul edilebilir kriterleri sağlaması açısından “HİYJENİK BARİYER” yıkama makinaları tek alternatiftir.
“HİJENİK BARİYER” yıkama makinaları KİRLİ (ENFEKTE) alan ile TEMİZ alanların bir bariyer ile birbirinden ayrılmalarını sağlaması açısından enfeksiyon yayılımını önleyen yegane modeldir.
YIKAMA SÜRECİ
Yıkama işlemi 4 ana yıkama faktörünün ve diğer girdilerin bir araya gelerek temizlik, hijyen, dezenfeksiyon gibi amaçların gerçekleştirildiği bir prosestir.
Yıkama denilince kurutma, ütüleme, paketleme gibi tüm finishing işlemlerinin de dahil olduğu süreç anlaşılmakla birlikte bu kısımda “yıkama”dan kasıt yalnızca yıkama makinasında yapılan işlemi kastetmektedir.
Yıkama işleminde amaç; kirlerin tekstilden uzaklaştırılması, tekstillerin dezenfekte edilmesi, temiz bir görünüm elde edilmesi, lekelerin ağartılması, kullanım konforunun sağlanması ve tekstil ömrünün kabul edilebilir sınırlarda kalmasıdır.
Kirler olmaması gereken yerde olan maddelerdir. Örneğin çarşaf üzerinde kan, havlu üzerinde ilaç gibi. Bu kirleri çamaşırdan uzaklaştırmak için su ile birlikte aşağıdaki yıkama faktörlerini kullanırız.
- Mekanik etki,
- Kimyasal,
- Isı,
- Süre
Bu faktörlerin oran ve miktarları değiştirilerek farklı sonuçlar elde edilebilir. Bu oranları değiştirmede amaç optimizasyonu sağlayarak doğru sonuçları elde etmektir.
Doğru sonuçlar ise sadece fayda sağlayarak ya da maliyetleri kontrol altında tutularak elde edilememektedir. Fayda – Maliyet optimizasyonu yanında, kabul edilebilir temizlik ve hijyen de sağlanmalıdır. Nihayet bütün bunlara ilave olarak tekstil ömründe de kabul edilebilir sınırları sağlamak gerekir.
Bu şartların tamamını sağlayan bir yıkama işlemi için optimum yani dengelenmiş bir işlemden bahsedebiliriz. Değilse bir kısım şartları sağlarken bir kısım şartların kötüleşmesine sebep oluyorsak optimizasyon hedefine ulaşmış sayılmayız.
Bahsedilen bu faktörlerin oranlarını belirlemek için yapılan işlemlere PROGRAM denilmektedir. Bu nedenle yıkama makinaları gerekli optimizasyonu sağlayabilecek esnekliği sunabilen programlama özelliklerine sahip olmalı ve kolaylıkla yapılabilmelidir. Bunun yanında uluslararası akreditasyon kriterlerini sağlayacak hazır programları da bünyesinde barındırmalıdır.
Bir program; Yıkama işlem basamaklarını (Çalkalama, Ön yıkama, Ana yıkama, Ara sıkma, Durulama, Sıkma vb.), Makinanın her basamaktaki devir hızını, Su sıcaklıklarını, Süreleri, Kimyasal Dozaj Miktarlarını içermelidir.
YIKAMA FAKTÖRLERİ
Mekanik Etki:
İyi bir yıkamanın oluşabilmesi ve hijyen koşullarının sağlanması için gerekli olan önemli etkenlerden biri “MEKANİK ETKİDİR”.
Mekanik etki yıkama işleminde kirlerin uzaklaştırılması için gerekli olan “çitileme” işleminin karşılığıdır.
“MEKANİK ETKİ” basit olarak makine içerisinde çamaşırlara uygulanan tokaçlama etkisidir. Yıkama makinası tamburunda bulunan kanatlar, tamburun alt kısmından aldığı çamaşırları tamburun tepe noktasına kadar çıkartır. Bu noktada yerçekimi etkisi ile çamaşırlar tekrar tamburun alt kısmına düşer.
Bu düşme esnasında oluşan çarp etkisi ile oluşan tokaçlamaya “MEKANİK ETKİ” denir.
Düşme sırasında oluşan çarpma ile tekstil üzerinde bulunan kirler tekstilden ayrılmaktadır.
Henüz makine kullanımının olmadığı ya da henüz yaygınlaşmadığı dönemlerde de yıkama işlemin mekanik etki kullanılıyordu. O zamanlar bu etki akarsu kenarlarında “yunak” denilen yerlerde “elde çitileme” ve “tokaçlama” ile sağlanıyordu.
Çitileme ve tokaçlama sayesinde oluşan mekanik etki ile kirler parçalanarak tekstilden uzaklaştırılıyordu.
“MEKANİK Etkinin miktarına etki eden birçok faktör bulunmaktadır. Tamburun çapı, yıkama esnasındaki devri, kanatların açıklık ve büyüklüğü, yükleme oranı, yıkama sırasında makinada bulunan su miktarı, kimyasalın köpürme derecesi gibi. Bu faktörlerin her birinin “MEKANİK ETKİ” üzerine azaltıcı ya da artırıcı etkisi bulunmaktadır.
Bunlardan; yıkama devri, yükleme oranı, su miktarı, köpük miktarı kullanıcının müdahale edebileceği etkenlerdir.
Tambur çapı, kanatların durumu gibi makinaya bağlı etkenler ise yatırım esnasında karar verildikten sonra değiştirilemeyecek etkenlerdir.
Yıkama sırasında “MEKANİK ETKİ”nin optimum seviyenin altında olması yıkama sürelerinin uzamasına, tekrar yıkamalarda meydana gelecek artışlara ve hesaplanan kapasite analizlerinin uygulamadan sapmasına sebep olacaktır.
Optimum seviyenin üzerinde olması ise tekstillerin kullanılabilir ömrünü çok hızlı bir şekilde kısaltacak; yırtılma ve mekanik hasarlar gibi istenmeyen durumların oluşmasına sebep olacaktır. Bu ise gelecekteki maliyetlerinizin artması anlamına gelir.
Bir yıkama işleminde denge aşağıdaki tablodaki gibi olması beklenir.
Bu dört faktör önemli etkilere sahiptir. Kimyasal tüketimi, ısı ve sürenin artması işletme üretim kapasitesinin düşmesi, işletme sürelerinin ve maliyetlerin ise artması anlamına gelir. Bu faktörler ise mekanik işlem ile ters orantılıdır.
Kimyasal kullanımının artması daha fazla reaksiyon gerektireceği için daha fazla ısı gerektirecektir.
Isıtma ihtiyacının artması ısıtma süresini bu durum ise genel yıkama süresini artıracak ve işletmenin üretim kapasitesini düşürecektir.
Bununla birlikte artan kimyasal ve yüksek ısı ile birlikte uzayan süre nedeni ile tekstilin maruz kalacağı mekanik etki de artacaktır.
Hem kimyasal hem de mekanik etkinin artması tekstil ömrünü %35 oranında kısaltacaktır.
Mekanik işlem optimumun üzerinde olursa tekstilin kirlerden arınması için gerekli olan mekanik etkiden daha fazlası olacağından; sürtünme ve tekstilin maruz kalacağı yıpranma artacaktır.
Bu durumda bilinçsiz bir kimyasal israfı söz konusu olacaktır. Kimyasal reaksiyon arzu edilenden fazla olacağı için tekstil yıpranması artacak durulama süresi uzayacaktır.
Durulama miktarının artması gereksiz bir su israfı yanında alerji riskini de beraberinde getirecektir.
G FAKTÖRÜ VE NEM ORANI
Yıkanan çamaşırlardaki suyun uzaklaştırılması için sıkma işleminin bir verimlilik ölçüsüdür.
Makinaların sıkma yapmasındaki amaç yıkamadan sonra tekstil üzerinde kalan suyun mümkün olduğunca atılarak kurutma ya da ütülemeye hazır hale getirilmesidir.
Şu an dünya otoriteleri tarafından tekstile de zarar vermeden yapılacak bir sıkma işleminden sonra tekstil üzerinde kalan kabul edilebilir “NEM ORANI” tekstil ağırlığının %48’i civarındadır.
%48 “NEM ORANI” yıkamaya 100 Kg olarak giren tekstilin sıkmadan sonra 148 Kg. Olarak çıkması anlamını taşır.
Bu oranlar tekstili oluşturan elyafın hammaddesine ya da tekstilin kalın/ince kumaş olmasına göre farklılık göstermektedir. “G Faktörüne” ilişkin bir tablo mevcuttur ve bütün hesaplamalar bu tablo üzerinden yapılmaktadır.
Sıkma işleminin iş sürelerine, kapasiteye ve maliyetlere olan etkisi kurutma ya da ütüleme süresini uzatarak verimliliği düşürebilmesinden kaynaklanmaktadır. “G FAKTÖRÜ” bu nedenle önemlidir ve yıkama programları oluşturulurken mutlaka dikkate alınmalıdır.
Tekstilde kalan nem miktarı makinanın sıkma devri ve tambur çapı ile ilintilidir. Bunun hesaplanmasında “G faktörü” esas alınır. “G DEĞERİ” ideal Aralığı 300 ile 350 arasındadır.
Birçok makina katalog değerlerinde “G DEĞERİ” 350 üzerinde belirtilmektedir ancak aşağıdaki formül ile hesaplayarak doğruluğunun teyit edilmesi en doğrusudur. (Sıkma devri basit bir devir ölçer cihaz ile ölçülebilir)
“G DEĞERİ” nin ideal değerlerin altında olması durumunda ideal “NEM Oranını sağlamanın yolu sıkma süresini uzatmaktır. Ya da ideal oranların üzerinde bir nem miktarını kurutmak gerekecektir.
Makinalar kurulmadan önce sıkma performansı konusunda bir fikir edinebilmenin yolu “G Değerini değerlendirmektir. Gerçek “G Değerini hesaplamak için gerekli tüm bilgiler makine kataloğundan ya da firmadan temin edilebilir.
Makinalar kurulduktan sonra sıkma sıkma süresini ayarlamak için denemeler yapılabilecektir. Kuru ağırlığı ve yıkama sıkma sonrası arasında fark ve oran NEM ORANINI bize verecektir.
Tekstilde kalan nem oranının artması kurutma ve ütüleme sürelerinin uzaması, kullanılan enerji miktarının artması ile doğru orantılıdır.
1 Kg. Suyun kurutulması için gerekli olan buhar miktarı kurutma makinalarında 3,0 Kg. silindir ütülerde ise 2,0 Kg civarındadır.
Sıkma sonucunda 100 Kg. Çamaşırda fazladan kalacak her %3 fazla nem iş sürelerinde 4 dakika 25 saniye uzamaya, %1 kapasite kaybına ve ilave olarak yaklaşık 33 Kg buhar tüketimine yol açmaktadır.
BARİYERLİ YIKAMA MAKİNALARI
Kullanılmış çamaşırlar ile yıkanmış çamaşırların birbiri ile temasını böylece de kontaminasyonu ve buna bağlı gelişen çapraz bulaşı önlemede en başarılı makine tipidir.
Kirli yükleme ve temiz boşaltma kapakları birbirinin tam ters yönde olan bu cihazlar sayesinde kirli ve temiz alanlar bir bariyer ile birbirinden tam olarak ayrılabilmektedir.
Kirli tarafın kapağı açık durumda iken temiz tarafın, temiz taraf açık iken ise kirli tarafın kapağı açılamamakta böylece bariyer tipi makinalar kirli ve temiz alanlar arasında “AIR LOCK” alan gibi bir görev görmektedir.
KURUTMA MAKİNALARI
Kurutma makinaları aslında basit makinalardır. Bir çamaşırı açık havada astığınızda olanların bir dolap içerisinde simüle edilmesinden ibarettir.
Güneşli bir havada asılan çamaşıra olanlar; güneşin ısısına maruz kalması, rüzgârın çamaşırı dalgalı bir metotla havalandırmasıdır.
Bu etkiler sayesinde çamaşırın güneş ısısı ile ısınması sonucunda çamaşırdaki suyun yüzeydeki ısıyı alarak buharlaşması, rüzgârın bu süreci hızlandırmasıdır.
Bir kurutma makinası içerisinde olan etkiler de bunun aynısıdır. Tambur içerisindeki çamaşırlar tamburdaki kanatlar vasıtası ile sürekli olarak havalandırılmaktadır. Bu rüzgârın etkisini gösterir.
Kurutma makinasında bulunan ve içerisinde buhar geçen serpantinler ya da rezistanslar ısı kaynağıdır.
Fan ise hem çamaşırın daha kolay havalanmasını hem de serpantinlerdeki ısının yayılmasını sağlamaktadır.
Kurutmanın efektif olmasının birkaç kuralı vardır. En önemlisi doğru yüklemedir. Kapasitenin üzerinde çamaşır yükleme kurutma makinasının verimini düşürecektir.
Kurutma makinasının giren kadar havanın çıkmasını sağlayan bir egzoz ve havalandırma sistemine sahip olması gerekir.
Hava çıkış yolu üzerinde bulunan filtrelerin sürekli temiz tutulması önemlidir.
Bu nedenle kurutma makinalarının hava akış yapısı, fan özellikleri ve tambur yapısı kurutma sürelerini etkiler. Buna bağlı olarak ise işletme maliyetlerini.
SİLİNDİR ÜTÜLER
Silindir ütüler çamaşır bir taraftan belirli bir ıslaklıkta (%48 nem oranı) verilen ürünün (çarşaf, nevresim, yastık kılıfı gibi) diğer taraftan kurumuş ve uygulanan ısı ve baskı sonucunda ütülenmiş olarak çıktığı makinalardır.
Kompakt bir katlama makinasının ilave edilmesi ile birlikte ütülenen ürünler otomatik olarak katlanarak kullanıma hazır hale gelmektedir.
Silindir ütüler evlerimizde kullandığımız el ütüsü ve ütü masasının büyütülmüş, hareketlendirilmiş bir çeşididir. Bir fark vardır. Evlerimizde el ütüsü çamaşır üzerinde gezip, ütü masası ve çamaşır sabit dururken; silindir ütülerde ters çevrilmiş el ütüsü (silindir ütü yatağı) sabit durmakta, ütü masası (keçe ile kaplanmış silindir) ve çamaşır hareket halindedir.
Silindir ütünün ütüleme kalitesini etkileyen etkenler, ütünün çalıştığı buhar basıncı (basınç arttıkça ütünün ısısı artar), yatak derinliği ve boyu, silindir çapı, hızı ve baskısıdır.
YATAKLI SİLİNDİR ÜTÜLER
Yataklı silindir ütülerde ısı kaynağı silindir içerisinde değil silindiri kavrayan yatak içerisinde dolaşır. Yani yatak sıcaktır. Keçe sarılı silindir bu yatakta döner. Ütülenecek ürün dönen silindir ile silindiri kavrayan sıcak yatak arasında ilerleyerek ütülenmiş olur.
Yataklı silindirlerde yatak ile silindir arasında baskı miktarı ayarlanabilir. Yani baskı artırılabilir ya da azaltılabilir. Ayrıca silindir yüzeyi keçenin altında yaylar ile donatılmıştır. Bu yaylar da baskının ayarlanmasında ve çamaşırın tüm yüzeylerine eşit olarak dağıtılarak eşit bir ütüleme kalitesinin elde edilmesini sağlar.
Tek yataklı ya da daha fazla yataklı ütüler aynı işi tek yataklı sislindir ütülere göre; her bir ilave silindirin 1,217 katı kadar daha hızlı yapmaktadır.
Yani tek yataklı 1200 mm çapında bir silindir ütüde 1 dakikada 10 metre (yaklaşık 5 çarşaf) ütülenebiliyorsa 1200 mm çapında iki silindirli bir ütüde 1 dakikada 24 metre (yaklaşık 12 çarşaf) ütülenecektir. Her iki ütüden de bu şartlar altında çıkan ürün aynı kurulukta aynı ütü kalitesinde olacaktır.
Bu nedenle yapılan yük ve kapasite analizinin doğruluğu ve uyumu çok önemlidir.
Birçok tesiste en fazla gözden kaçan şey yıkama makinalarının kapasiteyi fazlasıyla karşılayacak şekilde planlanması ancak silindir ütü ve kurutmaların çıkan yükü normal işletme süresinde bitirebilmeyi mümkün kılmayan kapasitelerde planlanmasıdır.
Silindir ütülerin katalog değerlerinde verilen kapasite değerleri her zaman yalnızca çarşaf ütülendiği dikkate alınarak hesaplanmış ve verilmiştir. Hâlbuki çarşaf yanında iki çarşafın üst üste konulmasıyla elde edilmiş olarak değerlendirebileceğimiz nevresim ve yastık kılıfı ütülendiğinde katalog değerini elde etmek mümkün olmamaktadır.
Bu bilgiler ışığında bakıldığında katalog değerinde kapasitesi 350 Kg/Saat yazan bir silindir ütünün gerçek kapasite değerini yaklaşık 350/3*2 = 235 Kg olarak değerlendirmek daha doğru bir kapasite değerlendirmesi sağlayacaktır.
BANTLI SİLİNDİR ÜTÜLER
Bantlı silindir ütüler, yataklı silindir ütülerden çok farklıdır. Yine bir silindir vardır fakat yatak yoktur. Bunun yerine silindirin etrafından ürünü taşıyacak bantlar vardır.
Yataklı silindirde olduğu gibi baskı ayarlama imkânı yoktur. Ancak bantların gerilimi değiştirilerek değişiklik sağlanabilir.
Bu ütülerde yatak olmadığı için ısı kaynağı silindirin içerisinde yer alır. Silindir çapı çok fazla alternatife sahip değildir.
Bantlı ütülerin ütü kalitesi ve hızı yataklı silindir ütüler ile karşılaştırılması doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Mutlaka bir oranlama yapılacaksa 800 mm çift silindirli bir bantlı silindirin üretim kapasitesi, 800 mm çift yataklı bir silindirin üretim kapasitesinin %35’i civarında olacaktır.
Bu nedenle tesis yük analizi ve kapasite planlaması işletme süreçleri açısından önemlidir ve doğru yapılmalıdır. TREND MAKİNA bu konuda da hiç düşünmeden arayabileceğiniz ve ücretsiz destek alabileceğiniz bir kuruluştur.